| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| evil: | [isim] kötülük, musibet, uğursuzluk, belâ, dert; zarar; günah | |
| evil: | [sıfat] kötü, fena, zararlı, kem; uğursuz, şanssız, tâlihsiz, günahkâr; aksi | |
| evil: | Halep çıbanı, şark çıbanı. | |
| evil eye: | nazar, kem göz | |
| evil disposed: | kötü kalpli, art niyetli | |
| evil doer: | kötülük eden kimse, suçlu, günahkâr | |
| evil eye evil- eyed: | nazar kem gözlü | |
| evil reports afloat about sb: | [isim] biri hakkında dolaşan kötü dedikodular | |
| evil tidings: | kötü haber | |
| evil minded: | kötü zihniyetli | |
| evil spirit: | kötü ruh, ecinni | |
| evil day: | uğursuz gün |
[ son aranan 10 kelime: saç kremi | pant | ziraat muhendisligi | emtia | belli bir iş kolunda ticaret yapmak | çok hoş görünüyorsunuz | bilgisayar bağlantısı aracılığıyla iletişim kurarak insanların evlerinde çalışması | to be fond of ... | frequency of accidents | evil ]