TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
far: | [sıfat] uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş | |
far: | [zarf] uzak, uzağa, uzakta | |
far fetched: | zoraki, doğal olmayan | |
far afield: | uzağa, uzaklara, konunun dışına | |
far and away: | kat kat | |
far and near: | orada burada, her yerde | |
far reaching proposals: | [isim] geniş kapsamlı teklifler | |
Far East: | uzak doğu | |
far cry: | uzun bir yol | |
far away: | çok uzakta, uzakta, dalgın, uzak | |
far off: | uzakta, dalgın, uzak | |
far too much: | çok fazla |