TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
fasten: | [fiil] bağlamak, raptiyelemek, kopçalamak, tutturmak, iliştirmek, kilitlemek, gözünü dikmek, iliklemek, sabitlemek, gözünü ayırmamak, yüklemek, birleşmek, bağlanmak | |
fasten down: | sağlamlaştırmak, tespit etmek, karar verdirmek | |
fasten on: | yüklemek, üzerine atmak, tutunmak, yapışmak, hedef almak, amaçlamak | |
fasten seat belts: | kemerlerinizi bağlayın. | |
fasten up: | kilitlemek, sürgülemek, bağlamak, sabitlemek |