TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| feeding: | [isim] besleme, geçindirme, bakma, doyurma |
| feeding: | Gıda, yemek, besin. |
| feeding the animals is prohibited: | hayvanlara yiyecek vermek yasaktır |
| feeding bottle: | biberon |
| feeding bridge: | besleme koprusu |
| feeding facilities: | [isim] besleme kolaylıkları |
| feeding mechanism: | besleme düzeni |
| feeding at the public trough: | [isim] politikacılar ve yandaşlarının kamu fonlarıyla kendilerini zenginleştirmeleri |
| feeding head: | [isim] besleme deposu |
| feeding bib: | mama önlüğü |
| feeding lever: | besleme kolu |
| feeding line: | besleyici hat, ana hat, ana kiriş |