TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fill: | [isim] dolduracak miktar, dolusu, doyma, doyumluk |
| fill: | [fiil] doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek |
| fill character: | doldurma karakteri |
| fill factor: | dolgu faktörü |
| fill it up, please: | doldurun lütfen. |
| fill in: | vekil, birinin ya da bir şeyin yerini dolduran kişi ya da şey, stok ve çeşit noksanını tamamlamak için yapılan sipariş |
| fill up: | ağzına kadar doldurmak, tam doldurmak |
| fill or kill (fok): | hemen yerine getirilmediği takdirde bir borsa emrinin iptalini öngören borsa emri |
| fill pattern: | doldurma deseni |
| fill in time: | doldurularak geçirilen zaman |