TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fish: | [isim] balık |
| fish: | [fiil] tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak |
| fish around: | araştırmak |
| fish ball: | [isim] balık köftesi |
| fish cutter: | balıkçı gemisi |
| fish for: | peşinde koşmak, kazanmaya çalışmak |
| fish for information: | ağzını aramak, bilgi almaya çalışmak, ağız aramak |
| fish culture: | balık kültürü |
| fish cake: | balık köftesi |
| fish worm: | balık yemi |
| fish bowl: | balık çanağı (reklamcılar ya da reklam ajansı personelinin kullanımı için radyo ya da televizyon istasyonu stüdyosunda gözlem odacığı |
| fish commissioner: | (US) balık üreticilerinden sorumlu devlet görevlisi |