| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| flicker: | [isim] titrek ışık, titrek alev, titreme, ürperme, geçici belirti | |
| flicker: | [fiil] alevlenmek, titremek, titreşmek, hızla ve sessizce önünden geçmek | |
| flicker: | kırpışma | |
| flicker effect: | kirpisma etkisi | |
| flicker to hope: | umut ışığı |
[ son aranan 10 kelime: (nefis savunmasında) sırtını duvara verme | cereyanın başlangıcından en yüksek derecesine kadar olan devre | tanımlamak | şanssızlık | aile duygusuna hitap etme | üretim miktarı | across the board | juvenile cases | yüksek sadakat | flicker ]