TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
gözle görülür: | ocular | |
gözle görülür kanıt: | ocular demonstration, ocular proof | |
gözle görülür duruma gelmek: | [fiil] to burst | |
gözle görülür dağıtım (perakende mağazalarında bir ürünün müşteriler tarafından gözle görülebilir ve elde edilebilir olma durumu: | visible distribution |