TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
gözleri faltaşı gibi açılmak: | be pop eyed | |
gözleri dolmak: | [fiil] to have one's eyes full with tears | |
gözleri bağlı: | blindfold | |
gözleri bağlı olarak: | blindfold | |
gözleri bayram etmek: | feast one's eyes on | |
gözleri çakmak çakmak olmuş kimse: | dragon | |
gözleri faltaşı gibi: | moon eyed | |
gözleri bir noktaya dikmek: | [fiil] to focus on | |
gözleri kamaşmak: | [fiil] to be dazzled | |
gözleri görmeyene yol gösteren köpek: | guide- dog |