TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| günlük: | daily, day to day, of every day, everyday, fresh, diurnal, per diem, quotidian, workaday |
| günlük: | casually, per diem |
| günlük: | diary, daybook, journal, frankincense |
| günlük: | journal , log , daily (adj.) |
| günlük gazete: | daily newspaper, daily |
| günlük egzersizlerini yapmak: | do one's daily dozen |
| günlük çalışma saatlerini değiştirmesinden ötürü bir vardiya işçisine verilen fazla mesai ücreti: | shift premium |
| günlük ziyaret raporu (satış temsilcilerinin bir günde yaptıkları ziyaretleri gösteren liste: | daily report of calls |
| günlük hayat: | everyday life, workaday life |
| günlük hayatında elzem hale gelmek: | [fiil] to become vital in one's daily life |
| günlük tutmak: | keep a diary, diarize |
| günlük tutmak: | log |
| günlük maaş miktarı: | daily payroll |
| günlük yazarı: | diarist |