TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| gain: | [isim] kazanç, kâr, yarar, artma, ilerleme, yükselme |
| gain: | [fiil] kazanmak, kâr etmek, elde etmek, artırmak, ilerlemek, yükselmek, çoğalmak, ulaşmak, ileri gitmek (saat), almak |
| gain: | kazanç |
| gain a bad reputation: | adı çıkmak |
| gain derived from capital: | sermayeden elde edilen kazanç |
| gain weight: | almak |
| gain sharing: | üretim arttıkça işçilere özendirme payı verilmesi |
| gain of time: | zaman kazancı |
| gain in productivity: | üretimde artma |
| gain of exchange: | kambiyo kazancı |
| gain of the mint: | para basma hakkı, darphane kazancı |
| gain in weight: | şişmanlama, kilo alma |
| gain an advantage over smb: | daha kuvvetli olmak |