TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
geçmişte: | in the past, back, lang syne | |
geçmişte kalan: | bygone | |
geçmişte kalmak: | linger | |
geçmişte kalsın: | let bygones be bygones | |
geçmişte kalmış: | bygone | |
geçmişte yaşananların aksine: | [zarf] unlike in the past | |
geçmişte endüstri ya da ticaret amacıyla kullanılmış olmasından ötürü niteliği değişmiş arazi: | brown land | |
geçmişte olanları unutalım: | let bygones be bygones |