| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| genuine: | [sıfat] hakiki, öz, gerçek, hilesiz, saf, içten, samimi, özgün, içi dışı bir | |
| genuine leather: | gerçek deri | |
| genuine rembrandt: | sahici Rembrandt | |
| genuine pearls: | sahici inci | |
| genuine coin: | kalp olmayan para | |
| genuine and valid: | sahih ve geçerli (yeterli karşılığı olan ve usulüne göre hazırlanmış çekin durumu | |
| genuine article: | alameti farikalı mal, markalı mal | |
| genuine assets: | gerçek aktif | |
| genuine purchaser: | ciddi talip | |
| genuine signature: | tahrif edilmemiş imza, gerçekten sahibine ait imza |
[ son aranan 10 kelime: yankı | sevkıyat masası | yol yüzeyi | reprodüksiyon | to contribute one's quota | to enroll for a course of lectures | flaccidity | donanımlı | criminal record | genuine ]