TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| give: | [isim] uysallık, yumuşaklık, esneklik |
| give: | [fiil] vermek, hediye etmek, uçlanmak, ödemek, düzenlemek, yapıvermek, esnemek, gitmek |
| give my love: | sevgilerimi söyle |
| give and take: | uzlaşma, karşılıklı fedakârlık, al gülüm ver gülüm, fikir alışverişi |
| give a bad name: | ad takmak |
| give a beating: | dövmek, yenmek, sopa çekmek |
| give a black eye: | gözünü morartmak |
| give up: | [fiil] bırakmak, vazgeçmek, ele vermek, teslim etmek, ayrılmak, adamak, istifa etmek, pes etmek |
| give up doing: | elini çekmek |
| give up hope of: | ümidini kesmek |
| give up one's brief: | davayı bırakmak |
| give up smoking: | sigarayı bırakmak |