TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
glory: | [isim] şan, şeref, ün, ihtişam, görkem, hale, nur, ayla, mutluluk, cennet | |
glory: | [fiil] övünmek, gurur duymak, sevinmek, memnun olmak | |
glory hole: | düzensiz oda, karışık çekmece, sandık odası | |
glory in working for a good cause: | iyi bir amaç uğruna çalışma onuru |