TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| go: | [isim] gitme, gidiş; güdü, gayret; başarı; bardak; deneme, girişim; tutulma; porsiyon; moda |
| go: | [fiil] gitmek; başlamak; girmek; geçmek; uymak, yayılmak; olmak, haline gelmek; tükenmek; sonuçlanmak; kaybolmak; ölmek; koyulmak; yapılmak; bahse girmek, iddiaya girmek, işlemek |
| go about: | dolaşmak, ele almak, yaygın olmak, salgın olmak, gezmek |
| go across the bridge: | köprüden geçmek |
| go after: | peşinden gitmek, peşinde olmak, çabalamak |
| go out: | çıkmak, dışarı çıkmak, dışarıya çıkmak, eğlenmeye gitmek, sönmek, grev yapmak, geçmek, çekilmek, istifa etmek, flört etmek |
| go out fishing: | balığa çıkmak |
| go out hunting: | avlanmak |
| go out of one's mind: | aklını kaçırmak |
| go out of use: | kullanımdan kalkmak, kullanılmamak |
| Go Ahead: | devam etmek, ilerlemek, önde gitmek, gelişmek, önden buyurmak, öne geçmek |
| go ahead with: | işbirliği yapmak |