TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| grey: | [isim] gri, külrengi, kurşuni renk |
| grey: | [fiil] kırlaşmak, ağarmak, beyazlamak |
| grey: | [sıfat] gri, külrengi, kırlaşmış, kır, boz, sıkıntılı, kapalı |
| grey area: | işsizliğin yoğun olduğu bölge |
| grey crow: | gri karga, kuzgun |
| Grey turner's sign: | Grey turner belirtisi |
| grey matter: | zekâ, akıl, beyin, beynin merkezi deki gri madde |
| grey mullet: | kefal |
| grey market: | resmen ihraç edilmesinden önce bir menkul değere ilişkin ticaretin yapıldığı piyasa, belirli bir zamanda kıt olan, dolayısıyla normalin çok üstünde bir fiyattan satılan malların kanuni ticareti |