TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
grievous: | keder verici, üzücü, elem verici, ıstırap veren, acı veren, acıklı, elem ifade eden, ağır cezaya layık | |
grievous taxes: | [isim] ağır vergiler | |
grievous mistake: | büyük hata | |
grievous bodily harm: | ağır müessir fiil, ciddi derecede bedeni hasar, ağır bedeni hasar | |
grievous provocation: | ağır tahrik | |
grievous railway accident: | feci tren kazası |