TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| hasar: | damage, harm, havoc, wreckage, average, depredation, detriment, injury, mischief, scathe, spoilage |
| hasar görmek: | take the knock |
| hasar görmemiş: | undamaged |
| hasar verme: | depredation |
| hasar yapmak: | damage |
| hasar frekansının fazla olmasının beklendiği ve sedan şirketin konservasyonunu aşan kısmı belirli bir limite kadar temin eden bir hasar fazlası reasür: | working cover |
| hasar görmemiş madde: | innocent material |
| hasar şubesi: | [isim] (insurance company) claim department |
| hasar talebinde bulunmasını önleme: | (accident insurance) claim prevention |
| hasar görmüş: | damaged, impaired, injured |
| hasar görmüş durumda: | in a damaged state |