TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
hedef: | target | |
hedef: | target, aim, goal, objective, blank, bourn, bourne, butt, clout, cock shy, destination, intention, mark, object, Land of Promise, Promised Land, Terminus | |
hedef (bomba): | home | |
hedef (okçuluk): | rover | |
hedef almak: | take aim at, fasten on, level, level off, level out | |
hedef tüketici grubuna ürünle ilgili bilgi vermeye ve tüketicilerin ürünler arasında seçim yapmalarına yardımcı olmaya yönelik reklamcılık: | informative advertising | |
hedef kitle: | target group | |
hedef şirketin özsermayesini oluşturan hisselerin büyük bölümünün satın alınmasıdır: | acquisition | |
hedef dil: | target language, a languaze | |
hedef planı: | end-state plan | |
hedef lenen rakamlar: | [isim] target figures | |
hedef alanı: | a area |