TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| heir: | [isim] varis, mirasçı |
| heir at law: | yasal varis, kanuni mirasçı |
| heir to the throne: | tahtın varisi, veliaht |
| heir whatsoever: | kanuni mirasçı |
| heir apparent: | mirastan iskat edilmeyen kanuni mirasçı, mirastan iskat edilemeyen kanuni mirasçı, meşru vâris |
| heir apparent to a throne: | veliaht |
| heir presumptive: | (Br) uzun süre sağ olup olmadığı konusunda haber alınmamış birinin mirasçısı |
| heir of one's body: | [isim] murisin füruları |
| heir of line: | birinci kuşak mirasçı |
| heir of provision: | vasiyetname ile bırakılan miras |
| heir of the blood: | murisle olan kan hısımlığı nedeniyle mirasçılar |