TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| henüz: | just now, just, yet, still, freshly, scarcely |
| henüz doğmamış: | unborn |
| henüz ortaya çıkmamış olma: | latency |
| henüz sipariş vermek için hazır değilim.: | I'm not ready to order yet. |
| henüz taç giymemiş: | uncrowned |
| henüz çocukluk çağında olmak: | [fiil] to be still in its infancy |
| henüz süt emen domuz yavrusu: | sucking pig |
| henüz muamele görmemiş: | outstanding correspondence |
| henüz develope edilmemiş film: | film stock |
| henüz ödenmemiş olmasına rağmen , karşılığındaki malların teslim edilmiş ol: | holder for value of a bill |
| henüz teslime hazır olmamak: | [fiil] to be not yet available for delivery |