TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
her şey: | all, the works | |
her şey bitti: | it's all over | |
her şey dahil: | All included | |
her şey dahil fiyat: | inclusive price, inclusive terms | |
her şey gönlünce olsun: | all the best | |
her şey yerli yerinde ve düzenli olmak: | [fiil] to have everything dead a and in order | |
her şey dursun: | hold everything | |
her şey yolunda: | so far so good | |
her şey yolunda gitti: | all went hell | |
her şey göze alındığında: | all circumstancess considered | |
her şey nazarı itibara alındığında: | taking everything into account |