TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
her şeyi bilen: | [sıfat] omniscient | |
her şeyi saran: | all embracing | |
her şeyi bozmak: | [fiil] to put everything out of order | |
her şeyi okuyan: | omnilegent | |
her şeyi düşünen: | observant | |
her şeyi açığa vermek: | [fiil] to spill one's guts | |
her şeyi alınyazısına dayandırma: | fatalism | |
her şeyi altüst etmek: | [fiil] to turn everything topsy turvy- turvy, to turn everything upside down, to turn a house upside down | |
her şeyi bir anda ya da tek bakışta gören: | panoptic | |
her şeyi göz önüne aldığımızda: | by and large |