TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| holder: | [isim] tutan şey, kap, tutacak, kulp, duy, sahip, hamil, elinde bulunduran kimse |
| holder of record: | (US) rekor sahibi |
| holder for the time being: | geçici zilyet |
| holder in due course: | poliçe sahibi, ciranta, ödeme vadesi gelmeden bir senedi güvenerek ve değerine göre alan ve ödenmeyişinden haberi olmayan kimse, bir kambiyo senedini vadesinden önce ödeyen kişi |
| holder in bad faith: | [isim] kötü niyetli hamil |
| holder of power: | yetkiyi elinde bulunduran |
| holder of a large estate: | büyük mal mülk sahibi |
| holder of stocks: | [isim] hisse senedi sahipleri, hissedarlar |
| holder of staff shares: | [isim] personel hissedarlar |