TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| hot: | [sıfat] sıcak, acı, acılı, seksi, ateşli, şehvetli, şiddetli, sert, kızgın, heyecanlı, taze, yeni, rahatsız edici, iletken, radyoaktif, çalıntı, baharatlı |
| hot: | [zarf] kızgın, öfkeyle, şiddetle, ateşli olarak |
| hot: | ısıtmak, ısınmak |
| hot: | sıcak |
| hot air: | boş lâf, sıcak hava, martaval, atmasyon, palavra |
| hot dog: | sosisli sandviç |
| hot dish made of grape or cabbage leaves stuffed with meat and rice: | sarma |
| hot seat: | pilot fırlatma koltuğu, elektrikli sandalye |
| hot cell: | sıcak hücre |
| hot key: | gecis tusu |
| hot tempered: | çabuk kızan, öfkesi burnunda, öfkeli |
| hot and bothered: | kızgın, öfkeli |
| hot pants: | çok kısa kadın şortu |
| hot chocolate: | sıcak çikolata |