TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| house: | [isim] ev, konut, mesken, ev halkı, yurt, sinema salonu, gösteri, meclis, şirket, hane |
| house: | [fiil] ev sağlamak, eve yerleştirmek, barındırmak, evde oturmak |
| house: | 1. Ev, yuva; 2. derin. |
| house appliances: | [isim] ev eşyaları |
| house and home: | ev bark |
| house arrest: | evde göz hapsi, gözaltı |
| house offered for sale: | satılık ev |
| house hold: | hane halkı |
| house refuse: | [isim] mutfak çöpleri |
| house burning: | kundakçılık |
| house ownership: | [isim] ev sahibi olma |
| house advertised for sale: | satılık ilanı verilmiş ev |
| house slipper: | terlik |