TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| içeriye: | inside, within, inwards, inwardly, indoors |
| içeriye: | in, into |
| içeriye açılmak: | open in |
| içeriye akan: | influent |
| içeriye akma: | inflow, influent, influx, indraft, indraught |
| içeriye davet etmek: | [fiil] to ask sb in |
| içeriye girmek: | enter, come in, get in, walk in, step in |
| içeriye müracaat edin: | apply within |
| içeriye satış (bir ürünün tüketicilere sunulmadan önce toptancılara , distribütörlere ya da perakendecilere satıldığı dönem: | sell-in |
| içeriye akış: | inflow |
| içeriye giren: | ingoing |
| içeriye alınan şey: | intake |