TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| içinde: | included |
| içinde: | in, inside of, within, therein |
| içinde: | in, inside, within, among, amongst, sub |
| içinde olmak: | come to |
| içinde oturulabilir: | inhabitable |
| içinde bir şey ıslatılan sıvı: | soak |
| içinde bir porsiyonluk yemek pişirilen küçük kap: | ramekin |
| içinde et: | grinder |
| içinde bulunan: | internal |
| içinde bisiklet yarış pisti olan bina: | velodrome |
| içinde kaybolmak: | [fiil] to merge |
| içinde türlü ağaçların bulunduğu orman: | mixed forest |
| içinde bazı belli sözcüklerin kullanılması öngörülen dava: | formed acuse, formed action |