TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ister: | either |
| ister inan ister inanma: | believe it or not |
| ister istemez: | willynilly, willingly or unwillingly, nolens volens, perforce, needs, necessarily |
| ister bireyin kendi senedi üzerine: | bank accomodation |
| ister kendine borçlu bulunulan başka birinin senedinin cirosu üzerine müşteriye verilen kısa süreli bir banka kredisi: | bank accomodation |
| ister istemez çıkarılan şey: | necessary implication |
| ister istemez katlanacaksın: | like it or lump it |
| ister istemez varılan sonuç: | violent presumption |
| ister istemez dahil olan taraflar: | [isim] necessary parties |