TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| junk: | [isim] çöp, değersiz şey, hurda demir, ıvır zıvır, döküntü, hurda, esrar, uyuşturucu, çin yelkenlisi |
| junk: | [fiil] çöpe atmak, atmak, hurdaya ayırmak, ıskartaya ayırmak |
| junk food: | abur cubur |
| junk dealer: | eskici, hurdacı |
| junk shop: | eskici dükkânı |
| junk mail: | reklam mektupları, bülten vb gibi gönderilen posta içeriği |
| junk bond: | özellikle ABD'de çok rastlanan, kredi değerlendirmesi düşük bir şirket tarafından ihraç edilmiş bonolar, ele geçirilmesi hedeflenmiş şirketin aktifleri teminat gösterilerek borçlanılan şirket satın alınması uygulamalarında, çoğunlukla fon yaratmak için kullanılır, (US) yüksek riskli, nominal değerinden düşük fiyata satılan hisse senedi |
| junk car: | harap otomobil |
| junk car tax: | hurda araba vergisi |