TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
kazançlı: | profitable, beneficial, lucrative, paying, fat, fruitful, gainful, productive, prosperous, remunerative, yielding | |
kazançlı çıkan kimse: | gainer | |
kazançlı çıkmak: | gain advantage from | |
kazançlı olarak: | lucratively | |
kazançlı olmayan: | losing | |
kazançlı bir işte çalışmak: | [fiil] to be gainful ly employed, to be gainfully employed | |
kazançlı geçen yıl: | prosperous year | |
kazançlı mevkii: | lucrative position |