TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
kendine: | oneself, herself, himself, self, her, him | |
kendine güvenen: | self-confident, self reliant, self-assured, confident, reliant | |
kendine zarar verecek bir hata yapmak: | [fiil] to score an own goal | |
kendine çekidüzen vermiş: | nifty | |
kendine acıma: | self pity | |
Kendine aşık olan adam: | Narcissus | |
kendine aşırı güvenen: | overconfident | |
kendine aşırı güvenme: | cockiness | |
kendine iyi bak: | take care, take care of yourself | |
kendine özgü tadı olan: | racy | |
kendine gelme: | recovery, revival |