TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
konuşurken takılmak: | [fiil] to fluff one's lines | |
konuşurken duraklamak: | [fiil] to fumble | |
konuşurken araya girmek: | [fiil] to chip in | |
konuşurken tükürükler saçma: | splutter, sputter | |
konuşurken tükürükler saçmak: | splutter, sputter | |
konuşurken ipin ucunu kaçırmak: | [fiil] to become involved in one's speech | |
konuşurken konuyu değiştirmek: | [fiil] to switch the conversation | |
konuşurken birinin aniden sözünü kesmek: | [fiil] to catch up | |
konuşurken (s) sesini tam olarak söyleyememe: | lisp |