TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| lay: | [isim] konum, mevki, durum, hal, yatma, sevişme, şarkı sözü, şarkı, türkü |
| lay: | [fiil] koymak, yerleştirmek, sermek, kurmak, hazırlamak, sunmak, ileri sürmek, yüklemek, dinmek, yatmak, sevişmek, yumurtlamak, bahse girmek |
| lay: | [sıfat] meslekten olmayan, rahip olmayan |
| lay a bridge: | köprü kurmak |
| lay a cable: | [fiil] kablo döşemek |
| lay ds: | bir çarter seferinde geminin yüklenmesi ve yük boşaltması için verilen gün sayısı |
| lay a trap for: | tuzak kurmak |
| lay in: | stoklamak, depolamak, sağlamak, dayak atmak, dövmek, çok kazanmak |
| lay in ruins: | mahvetmek |
| lay in the coal: | kömür sağlamak |
| lay eggs: | yumurtlamak |
| lay off: | işten çıkarmak, geçici olarak uzaklaştırmak, ara vermek, kesmek, bırakmak, rahat bırakmak, bitmek, bir kenara koymak |
| lay off pay: | geçici işsizlik parası |