TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| legitimate: | [fiil] meşrulaştırmak, yasal hale getirmek, babası olduğunu onaylamak, onaylamak, haklı çıkarmak, mazur göstermek |
| legitimate: | [sıfat] yasal, meşru, mantıklı, akla uygun, yerinde, haklı, soydan gelen |
| legitimate: | 1. Kanuna uygun, kanuni, meşru; 2. Nikahlı evlilikten doğmuş,gayrimeşru olmayan. |
| legitimate reasons: | [isim] meşru nedenler, meşru sebepler, yasal nedenler, yasal sebepler |
| legitimate drama: | canlı oyun |
| legitimate pride: | haklı gurur |
| legitimate heirs: | [isim] meşru mirasçılar |
| legitimate costs: | [isim] kanunen müsaade olunan masraflar, kanunen gider yazılabilecek masraflar |
| legitimate business expenses: | [isim] yasal firma giderleri |
| legitimate government: | [isim] meşru hükümet, yasal hükümet |
| legitimate birth: | nesebi sahih doğum |
| legitimate child: | meşru çocuk, nesebi sahih çocuk |
| legitimate claim: | meşru talep, kanuni alacak, kanuni hak, haklı talep |