TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| Mark: | [isim] markos |
| mark: | [fiil] işaretlemek, damgalamak, çizmek, not vermek, mimlemek, dikkate almak |
| mark: | işaretlemek |
| mark: | [isim] n.İşaret, nişan, leke, yara yeri, iz, kusur, sakatlık, bozukluk. |
| mark: | im, belirtec |
| mark sense cards: | [isim] işaret algılama kartları |
| mark out: | sınırlarını çizmek, planlamak, ayırmak |
| mark of good will: | iyi niyet gösterisi |
| mark resulting from scraping: | kazıntı |
| mark up: | pahalandırmak, yükseltmek, çizmek |
| mark down: | ucuzlatmak, düşürmek |
| mark of goodwill: | iyiniyet işareti |
| mark time: | yerinde saymak, beklemek, ilerleme göstermemek |
| mark book: | not karnesi |