TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
my: | [ünlem] hayret, vay be | |
my: | benim | |
my love: | [isim] aşkım | |
my baggage is broken, and some things are missing: | bagajım kırılmış ve bazı şeyler eksik. | |
my best compliments: | selâmlar, saygılar | |
my better half: | eğim, karım | |
my head aches: | başım ağrımak yor | |
my head feels fuzzy: | başım ağır | |
my budget won't run to steak nowadays: | bütçem bugünlerde biftek almaya müsaade etmiyor | |
my shoes hurts: | ayakkabı acıtıyor | |
my son: | oğlum | |
my son is hurt: | oğlum yaralandı. |