TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| olası: | liable, possible, probable, potential, likely, feasible, earthly, a priori, in the air, contingent, eventual, incidental, like, off, plausible, prospective |
| olası: | contingently, a priori |
| olası: | like, off |
| olası müşterilere posta: | direct advertising |
| olası olma: | likelihood |
| olası olmak: | may, might, be likely, be possible |
| olası zararları tazmin borcunu sağlamak amacı ile verilen rehin veya tesis olunan ipotek: | indemnity mortgage |
| olası müşteriye reklam ajansının sunduğu reklam kampanyasının ana hatları: | [isim] pitch |
| olası alıcıları vazgeçirmek amacıyla bilerek yüksek tutulmuş faiz oranları: | [isim] shut off rates |
| olası müşterileri ya da öteki gruplar için şirket tarafından düzenli olarak yayımlanan dergi: | company magazine |
| olası iflaslar ve batma tehlikesi geçiren bankaların durumunu düzeltmek amacıyla zor durumdaki borç alanların düzenli bir şekilde tasfiyesini idare et: | bank clubs |
| olası neden: | probable cause |