TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ona: | thereto, to her |
| ona: | her, him, it, to him |
| ona beni aramasını söyleyin lütfen.: | Please ask him to call me. |
| ona katlanamıyorum: | I cannot bear him |
| ona sizi aramasını söylerim: | I'll have him call you back. |
| ona tahammül edemiyorum: | I can't endure him |
| ona bakmaya tahammül edemiyordu: | he could not abide to look at it |
| ona davetkâr bir bakış fırlattı: | he gave her a comehither look |
| ona buna gereksiz iş buyurmak: | [fiil] to kick around |
| ona bakılacak olursa: | if it comes to that |
| ona gelince: | as far as he is concerned, for that matter, as for him |
| ona tekabül ederek: | as per contra |