TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| out: | [isim] atlanmış sözcük, aut, çizgi dışı, çözüm, kurtuluş, çıkar yol, çıkış |
| out: | [fiil] dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek |
| out: | [sıfat] dış, dışarıdaki, uzaktaki, modası geçmiş, olanaksız, işe yaramaz, muhalefet |
| out: | [zarf] dışarı, dışarıya, dışarıda, uzakta, açıkta, bitmiş, kalmamış, çıkmış, yeni çıkmış, açığa çıkmış, yüksek sesle, sesli olarak, modası geçmiş, eskimiş, yıpranmış, pratiğini yitirmiş, sönmüş, bozulmuş, eksik, grevde, hatalı |
| out: | [edat] daha iyi, daha çok, fazla, büyük, aşkın |
| out of order: | bozuk, arızalı, düzensiz, karmakarışık, usulsüz |
| out of order tone: | hizmet disi sinyali |
| out of use: | kullanılmaz olmuş, kullanılamayan |
| out at elbows: | (dirsekleri tarazlanmış) hırpani, kılıksız, süfli |
| out of breath: | soluğu kesilmiş, nefessiz, nefesi kesilmiş |
| out of court: | mahkeme dışında |
| out of: | den dışarı, den, den dolayı, dolayı, dışında, haricinde, siz, yoksun, hakkında |
| out of action: | çalışmaz halde |
| out of alignment: | hizasız |
| out of all measure: | ölçüsüz, haddinden fazla |