TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pack: | [isim] paket, ambalaj, sargı, sırt çantası, bohça, yığın, kütle, deste (iskambil), sürü, semer |
| pack: | [fiil] paketlemek, sarmak, ambalajlamak, yığmak, istiflemek, tıka basa doldurmak, toplamak, toparlanmak, eşyalarını toplamak, bavul hazırlamak, defetmek, defolup gitmek, vurmak |
| pack: | 1. Hastanın vücuduna konan buzla dolu torba; 2. Kanamayı durdurmak için burun, uterus, vagina gibi boşluklara bez veya pamuk tıkama, tampon. |
| pack (to): | yogunlastirmak (bellek) |
| pack animal: | yük hayvanı |
| pack of cigarettes: | sigara paketi |
| pack of lies: | bir sürü yalan |
| pack of hounds: | av köpeği sürüsü |
| pack up: | paketlemek, eşyalarını toplamak, toparlanmak, kaçmak, durmak (motor) |
| pack of thieves: | hırsızlar güruhu |
| pack of nonsense: | bir yığın saçmalık, bir yığın yalan, yalan dolan |
| pack ice: | buzla, buz kalıbı |
| pack it in: | fırsatı ganimet bilmek |