TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pazarlık: | bargain, bargaining, chaffer, deal, haggling, pennyworth, horse trading |
| pazarlık yoktur: | no discount |
| pazarlık odasında bulunmak: | [fiil] to be in the bargaining cards |
| pazarlık yapmak: | higgle |
| pazarlık eden kimse: | haggler |
| pazarlık etmek: | bargain, chaffer, dicker, haggle, huckster |
| pazarlık tarafı: | bargaining unit |
| pazarlık anlaşmazlıkları: | [isim] bargaining disputes |
| pazarlık edilmez: | no bargaining |
| pazarlık ederek fiyatı indirmek: | [fiil] to beat down a price, to bet down a price |
| pazarlık şartlarını kabul ederek el sıkışmak: | [fiil] to strike hands |