TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| piece: | [isim] parça, tane, bir parça, eser, kırıntı, piyes, iş, tüfek, kısa mesafe, kısa süre, taş (dama), piyondan büyük taş, madeni para |
| piece: | [fiil] yamalamak, parça koymak, eklemek, birleştirmek, parçalarını eklemek |
| piece de resistance: | ana yemek, ana şey, en önemli şey |
| piece goods: | parça mal, parça kumaş, dokuma |
| piece of land: | toprak parçası |
| piece of jewellery pinned or otherwise attached to a girl at her engagement: | takı |
| piece of furniture designed for a corner: | köşelik |
| piece of information: | bir bilgi |
| piece of paper: | kâğıt, bir parça kâğıt |
| piece of work: | iş, görev |
| piece master: | (Br) parça başı iş yaptıran taşeron |
| piece of views: | haber |