TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| plug: | [isim] priz, tıpa, tıkaç, fiş [elek.], buji, yangın musluğu, sifon kolu, dolgu, çiğneme tütünü, silindir şapka, satılmayan mal, vuruş, yaşlı at, yumruk, sahte para, reklâm (radyo) |
| plug: | [fiil] tıkamak, tıpalamak, dolgu yapmak, reklâmını yapmak (radyo), vurmak, yumruk atmak, ateş etmek, harıl harıl çalışmak, tıkaç |
| plug: | tıkaç,fiş |
| plug: | Tıkaç. |
| plug: | tıkaç |
| plug in: | prize takmak, fişini takmak |
| plug in: | takilabilir |
| plug in circuit card: | takilabilir devre karti |
| plug in module: | takilabilir modul |
| plug in termination: | fisli kablo basligi |
| plug and play ( PNP ): | tak ve kullan |
| plug hat: | silindir şapka |
| plug box: | maden ocağında su boşaltma borusu |
| plug away: | harıl harıl çalışmak, gayretle çalışmak |
| plug away at: | harıl harıl çalışmak |