TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| position: | [isim] konum, yer, durum, pozisyon, duruş, görev, mevki, statü, görüş, fikir, sav |
| position: | [fiil] yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek |
| position: | konum |
| position: | 1. Durum, vaziyet, şekil, yer, pozisyon; 2. Çocuğun uterus içindeki durumu; 3. Özel muayeneler için vücuda verilen bazı durumlar. |
| position: | pozisyon |
| position offered: | iş teklifi |
| position at the end of the year: | yıl sonu itibariyle durum |
| position traders: | [isim] mal borsalarına karşı uzun vadeli (altı ay ile bir yıl ya da daha uzun bir süre) bir yaklaşım içinde olan tüccarlar |
| position of interpreters: | tercümanlık |
| position with good prospects: | geleceği parlak mevki I |
| position in class: | sınıfta oturulan yer |
| position finding: | yer tespiti |