TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pour: | [fiil] dökmek, akıtmak, boşaltmak, yağdırmak, akmak, yağmak, üşüşmek, yığılmak, dökülmek (kalıba) |
| pour: | [isim] akma, dökülme, akış, yağma, şiddetli yağmur |
| pour down the drain: | boşa harcamak, çarçur etmek |
| pour forth: | dökülmek, taşmak, yağdırmak, küfür yağdırmak |
| pour from: | boşaltmak, dökmek |
| pour on: | üstüne dökmek, üstüne boşaltmak |
| pour on the speed: | gaza basmak, hızlandırmak |
| pour out: | dökmek, dökülmek, akmak, taşmak, yağdırmak, küfür yağdırmak |
| pour out drinks: | içecekleri doldurmak, içecekleri koymak |
| pour out of: | boşaltmak, dökmek |
| pour out one's heart: | içini dökmek, kâlbini açmak |
| pour out one's troubles to smb: | derdini açmak, derdini dökmek |