TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pressing: | [isim] presleme, sıkma, basma, sıkıştırma, zımbalama, plak |
| pressing: | [sıfat] acil, acele, ivedi, sıkıştıran, baskılayıcı, ısrarlı |
| pressing: | presleme |
| pressing seamen: | gemiye tayfa yazma |
| pressing debts: | [isim] acil ödenmesi gereken borçlar |
| pressing debt: | acele ödenmesi gereken borç |
| pressing need: | acil ihtiyaç |
| pressing business: | acil iş, ivedi iş |
| pressing danger: | yaklaşan tehlike |
| pressing demand: | acil talep |
| pressing matter: | acele iş, acil mesele |
| pressing necessity: | acil ihtiyaç |
| pressing the flesh: | el sıkmak (bir adayın seçmenler arasında herhangi bir tür beden teması |