TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| prick: | [isim] diken, iğne, iğneleme, diken batması, delinme, delik (sivri uçla), sızı, kalleş |
| prick: | [fiil] iğne batırmak, diken batırmak, delmek, vicdanını sızlatmak, listede işaretlemek, dikmek (bitki), vurmak (silahla), yaralamak |
| prick in: | toprağa dikmek |
| prick out: | listede işaretlemek, toprağa dikmek |
| prick the bubble: | foyasını çıkarmak, boşa çıkarmak |
| prick off names on a list: | listede isimleri çizerek silmek |
| prick up: | dikmek, kulaklarını dikmek |
| prick up one's ears: | kulaklarını dikmek, kulak kabartmak, kulak kesilmek |