TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
provided: | şu şartla ki, şartıyla, eğer, olduğu takdirde | |
provided that: | şartıyla, koşulu ile, eğer | |
provided by the articles of the association: | esas sözleşmede öngörülmüştür | |
provided ...: | ... şartıyla | |
provided for in article ...: | ... maddede belirtlen | |
provided by law: | kanunda öngörülmüştür | |
provided by statute: | kanunda öngörülmüştür | |
provided for all eventualities: | her olasılığa karşı hazırlıklı | |
provided with: | haiz | |
provided with a hook: | kancalı | |
provided with a lock: | kilitli |